İnsanlar olarak hayatta kalmak için başkalarına bağımlıyız. Doğumdan itibaren beslenme, yıkanma, giyinme, barınma ve bakım ihtiyacı hayatta kalmak ve optimal fonksiyon için gereklidir. Sağlıklı insan gelişimi fiziksel ve duygusal bakım gerektirdiğinden, terk edilme korkusu çocuklukta veya yetişkinlikte karşılanmayan ihtiyaçlardan kaynaklanabilir. Terk edilme sorunlarının etkisi kişisel refah, ilişkiler ve uzun vadeli zihinsel sağlık üzerinde yıkıcı etkiler yaratabilir.

TERK EDİLME KORKUSU NEDİR?

     Terk edilme korkusu tek başına klinik bir tanı değildir. Bir anksiyete biçimidir ve hem duygudurum hem de kişilik bozuklukları dahil olmak üzere birçok klinik bozukluğun belirtisidir. Terk edilmeyi deneyimleyen bireylerin uzun vadeli ruh sağlığı sorunları yaşama olasılıkları da daha yüksektir. Terk edilme sorunlarıyla mücadele edenler, ısrarlı bir reddedilme veya izolasyon korkusuna sahiptir. Genellikle karşılıklı bağımlılık , güvensizlik ve güç, yeterlilik ve yakınlığa ilişkin uyumsuz görüşlerle karakterize edilir, bu da kişilerarası ilişkileri ve günlük işleyişi zorlaştırır.Terk edilme korkusuyla doğrudan ilişkili çeşitli durumlar vardır:

Kaygı

     Kaygı, terk edilme korkusunun temel bileşenidir. Yaygın kaygı bozukluğu veya diğer kaygı bozukluklarıyla mücadele eden bireylerin yakın ilişkilerde terk edilme korkusu yaşama olasılıkları daha yüksektir.

Depresyon

    Depresyon üzgün hissetmeyi, zevkli aktivitelere olan ilgiyi kaybetmeyi, uyku veya kiloda değişiklikleri, enerji kaybını, değersiz veya suçlu hissetmeyi ve konsantre olma veya karar verme güçlüğünü içerir. Depresyonlu bireyler, insanları kendinden uzaklaştırabilir, sevilip sevilmeye layık olup olmadıklarını sorgulayabilir ve başkaları tarafından reddedilmekten korkabilirler. Depresyon, terk edilme korkusunun hem nedeni hem de sonucu olabilir. İhmal veya terk edilme deneyimi yaşayan kişiler depresyonla mücadele edebilir ve depresyondaki kişilerin terk edilme korkusu yaşama olasılığı daha yüksektir.

Travma sonrası stres bozukluğu (PTSD)

     Depresyonda olduğu gibi TSSB de terk edilme korkusuyla yakından bağlantılıdır. TSSB’nin belirtileri arasında rahatsız edici anılar, rüyalar, duygusal olarak uyuşukluk veya başkalarından kopukluk hissi, sinirlilik, duygusal düzensizlik ve konsantre olma güçlüğü yer alır. Duyguları kontrol etmede zorluk ve başkalarından uzak hissetmek, doğal olarak izolasyon hissine ve yalnız kalma veya terk edilme korkusuna yol açar. Travma aynı zamanda terk edilmekten, ihmal edilmekten veya istismar edilmekten de kaynaklanabilir ve tedavi edilmezse bir kısır döngü yaratabilir.

Yetişkinlerde terk edilme sorunlarının belirtileri şunlardır:

  • İnsanları uzaklaştırmak
    Bu, içe kapanma, güven sorunları sergileme ve sevdiklerine karşı açık ve dürüst olamama olarak kendini gösterir.
  • Karşılıklı bağımlılık
    Karşılıklı bağımlılık, bireylerin tüm duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için diğer insanlara güvenmesidir. İlişkilerde aşırı derecede muhtaç ve sahiplenici hale gelen insanlar genellikle birbirine bağımlıdır.
  • Öfke
    Terk edilme sorunu yaşayan insanlar, başkalarının kendilerine yaklaşmasına izin verebilir, ancak kendilerini tehdit altında veya üzgün hissederlerse saldırgan, tepkisel veya değişken olabilirler.

     Terk edilmenin uzun vadeli etkileri genellikle genel öfkeye, ruh halindeki değişimlere ve güven eksikliğine yol açmaktadır. Terk edilme korkusu öncelikle sağlıklı ilişkiler kuramama veya sürdürememe ile karakterize edilir.

İLİŞKİLERDE TERK EDİLME KORKUSU

    Terk edilme korkusu her türlü ilişkiyi olumsuz etkileyebilir. Bunlar profesyonel, yakın/romantik ve sosyal ilişkilerin yanı sıra gündelik tanıdıkları da içerir. Terk edilme korkusu yaşayan insanlar, uzun uzun düşünen ve anlamlı olmayan düşüncelere (kaygı) sahip olabilir, diğer insanların amaçlarını sorgulayabilir (güvensizlik) veya başka bir kişinin bir etkileşimi nasıl yorumladığı konusunda yanlış varsayımlarda bulunabilir.

    Örneğin, bir partner, geçmişte aldatıldığı için eşinin bir ilişki yaşadığına dair mantıksız veya aşırı korkulara sahip olabilir. Partner sürekli olarak eşini suçlayarak tartışmalara ve çatışmalara neden olur. Güven eksikliği ve geçimsizlik aralarında mesafe yaratır, çift iletişim kurmayı bırakır ve birbirlerinden uzaklaşır.

TERK EDİLME KORKUSUNUN ÜSTESİNDEN NASIL GELEBİLİRİM?

    Terk edilme korkusu birçok zihinsel sağlık ve duygudurum bozukluğuyla ilişkilendirilse de oldukça üstesinden gelinmesi mümkün olan bir durumdur. Yardım arayan bireyler kişisel refahlarını ve kişilerarası ilişkilerini geliştirebilirler.

  1. Davranış terapisi,terk edilme korkusunun altında yatan zihinsel sağlık koşullarıyla ilişkili sağlıksız davranış ve alışkanlıkların kökünü kazımak için konuşma terapisini içerir.
  2. Bilişsel-Davranışçı Terapi(BDT), danışanların hatalı düşünme kalıplarını veya bilişsel çarpıklıkları tespit etmelerine ve bunları daha uyarlanabilir düşünme kalıplarıyla değiştirmelerine yardımcı olur. Bu kanıta dayalı terapi biçimi, kaygı ve depresyonun tedavisinde ve bakış açılarını ve iletişim kalıplarını değiştirerek ilişkileri iyileştirmede etkilidir.
  3. Psikodinamik terapi,danışanları geçmiş deneyimlerle ilgili sağlıksız bilinçdışı ve bilinçli düşünceleri tanımlamaya ve çözmeye teşvik eder. Kişisel farkındalığı ve anlayışı geliştirerek danışanlar geçmişlerinin şimdiki düşünce ve davranışları nasıl etkileyebileceğini ve değişiklikler yapabileceğini görebilirler.

Sizler de terk edilme korkusunun üstesinden gelmekte zorluk çekiyorsanız OTRA’ daki uzmanlarımız sizlere bu konu hakkında danışmanlık hizmeti vermeye hazırlar. Tek yapmanız gereken bizlere ulaşmak.

Write a comment