Günümüzde giderek daha fazla tüketim toplumu içinde, hatta aşırı tüketim toplumu içinde yaşıyoruz ve bazen alışverişlerimizin ve tüketim alışkanlıklarımızın tüm kontrolünü kaybedebiliyoruz. Daha fazla insanın içine düştüğü bir durum da, tüketim mallarını biriktirmek için giderek artan bir dürtüsel ihtiyaç olabiliyor, bazen derin nedenlerini anlamadan veya gerçek gerekliliğini anlamadan alışveriş yapma ihtiyacında da olabiliyoruz.

NEDİR BU DÜRTÜSEL ALIŞVERİŞ ?

    Bu dürtü bir tür gerginlik, hemen tatmin edilmeyen acil bir ihtiyaçtır. Bu durum, bazılarımızı alışveriş yapmaya itebilir; bununla beraber gerilimi azaltmak ve yatıştırmak için kısa süreli etkili bir yöntem olmaktadır. Bu genellikle ihtiyacımız olmayan veya çok az ihtiyacımız olan ürünlerle ilgili olabilir, ancak reklam tuzakları karşısında kontrolümüzü kolayca kaybederiz: özellikle tatil dönemlerinde reklam bolluğu, taksitli ödeme kolaylığı, kullanılmış eşyaların takası, yüz yüze veya çevrimiçi geniş ürün yelpazesi… Banka hesabımızın dışında kalan tek sınır: Kendi kendimize hakim olma yeteneğimiz. Bu yeteneğimiz dışındaki her şey çevrenin baskısıyla ve gösterilenle beraber sürekli bizim dünyamızda zaten işleyen haldedir.

DÜRTÜSEL ALIŞVERİŞ NASIL TANINIR?

Bunun için doğru soruları sormalısınız:

  • Almaktan kaçınabilir miyim?
  • Bu ürünü almak istiyorum, çünkü indirimde mi yoksa gerçekten ihtiyacım var mı?
  • Benzer bir ürünü ne zaman satın aldım?
  • Eğer şu anda almasam sonra alabilir miyim?
  • Kendime keyif vermek için mi alıyorum yoksa bir kaybı telafi etmek ya da ruh halimi iyileştirmek için mi?
  • Alışverişim mali durumumu etkiliyor mu?

Bu sorulara verdiğiniz cevaplar, satın alma eylemi hakkında içgüdüsel ve doğal bir bakış açısı sunmalıdır. Tabii sorular kadar vereceğiniz cevaplar da gerçekçi olmalıdır. Bu cevapları kendinize vermeye başladığınızda gerçekten alışverişinizin ihtiyaçtan dolayı mı yoksa isteği durdurulamayan ve susturulamayan durumun sonucu mu olacağını anlayacaksınızdır.

BAŞA ÇIKMA YÖNTEMLERİ

İSTEĞİ HEMEN YERİNE GETİRMEYİP KENDİMİZE BİR SÜRE TANIMAK

   Birçok isteğimiz geçicidir, bu yüzden bazen kısa bir müddet durup dayanmalı ve onların kendiliğinden gitmelerine izin vermeliyiz. Egzersiz yapmak, sevdiklerinizle kaliteli zaman geçirmek, yemek yapmak veya yeni hobiler denemek… bunlar alışveriş yapma isteğini azaltan etkenlerdir çünkü motivasyon sermayenizi tüketirler. Bu aktiviteler, malzemeleri deneyimlerle değiştirmek anlamına gelir. Bu eylemleri gerçekleştirmeye başladığınızda ihtiyacınız olanın gerçekte bir alışveriş mi yoksa sadece boşluğu dolduran bir sonuç mu olduğunu daha iyi keşfedebilirsiniz.

AŞILMASI GEREKEN BİR ÇİZGİ.

   Beynin belirli bir sınırdan geçmemesi koşullanmayla etkilidir. Örneğin, Noel alışverişleri için bir bütçe belirlerseniz, harcamalarınızı daha iyi yönetirsiniz çünkü suçluluk hissetmemek için aşılmaması gereken bir sınırla karşı karşıyasınızdır. Bu bakış açısıyla, önemli olanı gereksizden ayırt etmeye çalışacak, ihtiyaçlarınızı sıralayacak ve bu şekilde dürtünüzü mantıklı bir kontrol altında tutacaksınız. Sınırlar insanları hayatta tutan temeldir. Bu yüzden alışveriş içinde bu sınırları koymaya başladığınızda daha sağlıklı bir alış-veriş yaptığınızı göreceksiniz.

TUZAĞA DÜŞMEMEK

   Reklam bolluğuna maruz kalmamak kolay değil. Reklam her yerde: televizyon, gazete , dergiler, afişler ve mağaza vitrinleri, hatta sosyal medya akışımıza bile giriyor… Ancak bununla başa çıkmak için teknikler mevcut. Akıllı telefonunuzdaki uygulamaların reklamlarına erişimi sınırlayabilir veya tercih ettiğiniz tarayıcıya reklam engelleyici ekleyebilirsiniz. Ayrıca televizyonda izlemek istediğiniz programların kesin saatlerini bilmek, reklam kampanyalarına maruz kalmanızı azaltır. Sosyal medyada, giyim markalarının hesapları ve alışveriş fırsatları sayfaları gibi sizi alışveriş yapmaya yönelten her şeyden kaçınmaya çalışın  Her ne kadar reklamdan kaçmak mümkün olmasa da dışarıya adım attığınız her an elbette buna maruz kalabilirsiniz. Maruz kaldığınız anda da blog yazımızın başındaki hamleleri yapabilirsiniz. Sonuçta banka hesabımızın dışında kalan tek sınır: Kendi kendimize hakim olma yeteneğimiz.

ALMAMAK İÇİN VERMEK

    Hayır kurumlarına katılmak ve ihtiyacı olanlara yardım etmek, beyne olumlu yönde dikkat dağıtıcı bir etki yapar. Başkalarına yardım etmek, satın alınan bir üründen farklı bir mutluluk hissi verir. Dolabınızda bir temizlik yapmak ve size uygun olmayanları vermek veya satmak da aynı şekilde yapılabilir. Ayrıca, unutulan kıyafetlerinizi ve eşyalarınızı tekrar kullanıma sokmak, bozulanları onarmak veya geri dönüşüme sokmak gezegenin karbon izini azaltma konusunda da harika yollardır. Bu şekilde de rastgele yapılan iyilik eylemlerinin psikolojik sağlığınıza da iyi geleceğini göreceksiniz.

MEVCUT SAHİP OLDUKLARINIZI TAKDİR EDİN

   Elinizde zaten olanlara değer verirseniz, sürekli kullandıklarınızı değiştirecek şeyleri satın almakta daha zorlanabilirsiniz. Aziz Augustinus der ki: “Mutluluk, sahip olduklarınızı arzulamaya devam etmektir.”

FİNANSAL ARAÇLAR

   Gereksiz alışverişlerden kaçınmak, finansal hedefler belirlemek, harcamaları düzenlemek ve bütçelemek, finansal alışkanlıklarınızın farkında olmak ve son olarak alışveriş hevesinden kurtulmak: Finansal uygulamaların ortaya çıkışıyla kolayca gerçekleştirilebilen birçok önemli nokta var. Birçok platformda mevcut olan çoğu ücretsizdir ve size mali yönetim ve düzenleme konusunda yardımcı olabilir.

BİR RUH SAĞLIĞI UZMANINDAN DESTEK ALIN

    Dürtüsel alışveriş, psikolojik bir sorunu veya bir rahatsızlık durumunu telafi etmek için ortaya çıkabilir. Bu durum sıklıkla daha az ciddi bir bağımlılık biçimi olarak kabul edilse de bir tür bağımlılıktır. Bu tür bağımlılıkla mücadele ederken elbette zorluk yaşayabilirsiniz. Zorluğun üstesinden gelmek konusunda uzmanlarımızdan destek talebinde bulunarak daha sağlıklı bir şekilde sürecin üstesinden gelebilirsiniz.

Write a comment