Psikolojik sağlamlık ifadesinin, okullarda müfredat konularına eklenmesinden, iş başvurularında iş verenin sorguladığı bir konu olmasına kadar yaygınlaştığı görünmekte. Psikolojik olarak sağlam olmak ifadesi git gide sahip olunması gereken sıfatlar arasında yerini alıyor. Kavram olarak bildiğimiz, sahip olmamız gerektiği düşünülen, kulak aşinalığımızın olduğu bu ifadenin; neyi açıkladığını, işlevinin ne olduğunu ve neden bu kadar yaygınlaştığını bu yazıda biraz açmak istiyorum.
Öyle geliyor ki psikolojik sağlamlık ifadesinin doğuşunda; “Zor koşullara bazı insanlar daha iyi uyum sağlarken bazı insanlar neden tıkanıyor?” Sorusu önemli bir yer kaplamaktadır. Psikolojik sağlamlık ifadesinin en genel tanımına baktığımızda da; zor koşullardayken kişinin bu koşullar ile kendine uyumlu bir şekilde bu süreci yönetilme becerisi şeklinde olduğunu görmekteyiz. Yapılan araştırma ve çalışmalarda da psikolojik sağlamlığı yüksek olan bireylerin istismar, psikolojik ya da fiziksel şiddet, olumsuz ekonomik koşullar, stresli yaşam koşulları gibi durumlar ile mücadele ederken duygusal olarak bu durumlardan daha az yıprandıkları saptanmıştır.
Toplumsal hayatta psikolojik sağlamlık neden tercih edilesi bir özelliktir? Toplumsal hayatın önemli bir kısmını kişilerin çalıştıkları iş hayatı ve eğitim hayatı kapsamaktadır. Bu alanlarda verimlilik çoğu zaman öne çıkar. Bu nedenle çoğunlukla bu alandaki beklentiler psikolojik sağlamlığın yüksek olması yönündedir. Kişilerin iş ya da okul stresi ile daha iyi başa çıkmaları daha yaratıcı olmalarını ve inovatif olmalarını etkileyebilir. Bu durum karşılıklı memnuniyeti artırabilir ve işbirliği, kurulan ilişkiler için de değerlidir. Ancak bilinmelidir ki; psikolojik sağlamlık kavramı, yaşanan olumsuz durumlar karşısında insanların duygusal olarak dayanıklı olması ve bu durumlarla başa çıkabilmesi anlamına gelmekle birlikte bu durum insanların sadece mutlu olmaya çalıştıkları anlamına gelmez. Olumsuz duyguları deneyimlemek ve yas tutmak, psikolojik sağlığımız için de önemlidir. Bu nedenle iş ya da okul hayatında sürekli bir performans beklentisinin olması ve bunu her zaman karşılamaya çalışmak psikolojik sağlamlığın göstergesi değildir.
Psikolojik sağlamlık bazen yaşanan olumsuz koşullardan etkilenmeme, üzerinde durmama gibi anlaşılabilmektedir. Ancak sanılanın aksine psikolojik sağlamlık yaşanan olumsuz koşullarda, hissedilen duyguyu açığa çıkarma, bu durum ile kendi öznelliği ile işlevsel bir şekilde baş edebilme becerisiyle ilişkilidir. Psikolojik sağlamlığı yüksek olan kişiler de olumsuz durumlardan etkilenmektedirler, bu etkilenme anında düşünme kabiliyetini sürdürebilme, yaratıcılıklarını ortaya çıkarabilme ve kendi seslerine güvenme gibi becerilerin gelişmiş olması etkilidir.
Psikolojik sağlamlık, toplum içerisinde ilişki kurma, odaklanabilme, duygu odaklı hareket edebilme, rasyonel düşünme gibi konular ile yakından ilişkilidir. Psikolojik sağlamlığın nasıl geliştirilebileceği de bu konularda iç görü yaşama ve bu detaylar üzerine çalışmak ile geliştirilebilir.
Kişinin kendisine yabancılaşmadan yine kendisine mesafelenebilmesi bu konularda kendini çalışabilmesine imkan sağlar. Bazı kişiler yalnızca bu yüzden psikolojik destek almaktadırlar.