- Gelecekte işinize yarayacağını düşündüğünüz için hiçbir şeyi atamıyor musunuz?
- Belirli düşünceleri bırakmakta zorlanıyor musunuz, onları o kadar müdahaleci ve ısrarcı buluyorsunuz ki diğer önemli görevleri yerine getiremiyorsunuz?
- Ellerinizi sık sık yıkayıp temizlemeye çalışıyorsunuz ama aslında öyle olduğunu hiç hissetmiyor musunuz?
- Evinizden çıkmadan önce ocağın kapalı olduğundan emin olmak için sekiz veya dokuz kez kontrol etmeniz gerektiği için sık sık geç mi kalıyorsunuz?
Bu sorulardan herhangi birine evet yanıtı verdiyseniz, OKB veya obsesif kompulsif bozukluktan muzdarip olabilirsiniz. Merak etmeyin bu hastalık nadir değildir, toplumda sıklıkla karşılaşılan psikolojik durumdur.
Bazı OKB hastaları, gerçekleştirmeleri gereken çeşitli ritüeller nedeniyle evlerinden asla ayrılmazlar. Bazı kısım ise çeşitli ritüellerle meşgul olarak çok fazla zaman harcadıkları için işyerinde çalışamamaktadırlar. Pek çok takıntılı düşünce ve uygulama fiziksel değil tamamen zihinseldir, dolayısıyla bu durum, etkilenen kişinin yakınındaki herkes için neredeyse görünmez olabilir.
Adından da anlaşılacağı gibi Obsesif Kompulsif Bozukluğun iki bölümü vardır: takıntılar ve kompulsiyonlar. Pek çok insan yalnızca takıntılardan muzdariptir, ancak çok sayıda kişi sonunda kompulsiyonlar geliştirir.
Obsesifler ( Takıntılar ), OKB’si olan kişinin zihninde tekrarlayan ortaya çıkan düşünceler, fikirler veya dürtülerdir. İşlerin tam olması haliyle bunu gerçekleştirme ihtiyacı hissedebilirler. Örneğin mikropların bulaşması konusunda endişe duyabilirler ve bunu sıklıkla hissedip zihninde bunu kontrol altına alamazlar, bundan kaynaklı sevdiklerine zarar gelebileceğine dair ısrarcı bir korku içerisinde kapılabilirler.
Kompulsiyonlar ( Davranış ), bu düşüncenin sonucunda da tepki olarak ortaya çıkan kontrol edilemeyen şeyler üzerinde bir miktar kendi kontrolünü hissedebilmek amacıyla ortaya çıkan yapılan davranışlardır. Davranışsal bir rutini takip etmek, ritüelin istenmeyen bir şeyin olmayacağını garanti edebileceğine dair yanlış bir inanç yoluyla, mağdura geçici bir rahatlama sağlar. Mikrop bulaşma takıntısı olan birisi içinde geliştirdiği kompulsiyon davranışı aklına geldikçe ellerini yıkaması, yanında dezenfektan kullanması hep bir temizlenme ihtiyacı sonrasında davranışa dökmesi olarak gösterilebilir. Genellikle OKB’si olan kişi, düşüncelerinin mantıksız olduğunun tamamen farkındadır ancak bu, davranışı durdurmak için çok az şey yapar. Takıntılar ve kompulsiyonlar sıklıkla şiddetli kaygıyı da içeren, kırılmaz bir döngüye yol açar.
Kriterlerin tamamını karşıladığında, OKB genellikle ortadan kalkmaz ve kişinin sosyal, akademik veya iş hayatında geri dönüşü olmayan etkiler ortaya çıkmadan önce terapiye ihtiyaç vardır. Çoğu insan zaman zaman takıntılı düşünceler veya kompulsif davranışlar yaşar. OKB’de ise bu durum böyle değildir. Devamlıdır ve kişinin hayatının merkezine geçip etki eder. İşlerine geç kalabilirler, yetiştirmesi gereken sorumluluklarını geciktirebilirler, hayata geç katılırlar.
OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUĞUN ÜSTESİNDEN GELMEK
OKB ile ilgili iyi haber, son derece olumlu bir prognoza (hastalığın seyri hakkında tahmini ve iyileşme şansı) sahip olmasıdır; OKB’nin terapi ile üstesinden gelinmesi mümkündür. Danışanlar düşüncelerini izlemeyi, düşünceleri duyguları ve davranışları arasındaki bağlantıyı tanımayı öğrenirler. İlerleme yavaşta olabilir ancak danışanlar yavaş yavaş düşüncelerini davranışlarından ayırt etmeyi öğrenirler. Davranışta değişmeye başladığında gözle görülen durumun daha iyiye gitme ihtimali güçlüdür. Yaşanılan toplum ve kültür içerisinde bir de kötü haberi var.
Kötü haber şu ki; OKB’nin neden olduğu utanç izolasyon kendinden nefret etme çevreye bakış açısını olumsuza çevirme bu kişilerin yardım arayıp geçmesini engelleyebilir. Düşüncelerinin nasıl bu kadar kendilerini ele aldığından ve dürtülerin nasıl bu kadar çılgın olduğunu çevrelerinin de öğrenmeleri sonucundan gülünecek ya da garip, tuhaf, dışlanma olarak etiketlenme düşüncesinden korkarak kaçınma davranışı gösterebilirler.
Unutmayın ki sizinle ömür boyu devam edecek tek kişi yine sizsiniz. Kendi iyiliğinizi sizden başka kimse sizin kadar önemseyemez ve tanıyamaz.