KARDEŞ KISKANÇLIĞI
Kıskançlık; bir kişinin, bir kişiyle ya da bir nesneyle ilişkisinin elinden gideceğinden duyduğu korkuyla oluşan karışık bir ruhsal yaşantıdır.
Kardeş kıskançlığı, çocukların küçük yaşta kardeş sahibi olmasıyla oluşan ve davranış problemleriyle devam edebilen bir süreçtir. 1-2 yaş farkına sahip kardeşlerden büyüğü annenin bakımının ikiye bölünmesinden dolayı duygusal ihmale uğrayabilir, yine 18-30 aylık iken çocuğun tuvalet alışkanlığı kazanımına vakit ayrılması önemlidir. 3 yaş çocuğu ise benmerkezci bir tutum sergiler, ağlama krizleri, öfke problemleri, uyku-iştah problemlerini yaşından kaynaklı olarak yaşayabilir bu sebeple 4 yaş fark kardeş kıskançlığı riskini düşürmek açısından en tercih edilebilir yaştır çünkü 4 yaş çocuklar sendromu atlattıktan sonra sosyalleşmek için bir kardeş isteyebilirler.
Minimal düzeyde kardeşler arasında kıskançlık bir sorun olarak görülmemektedir mühim olan çocuğun bu kıskançlığı ne düzeyde yaşadığıdır çocuk daha az sevildiğini düşünebilir, kardeşinin kendisinden daha iyi olduğunu düşünebilir.
Genellikle büyük kardeş küçük kardeşi kıskanır; üstünde bulunan ilgiyi bir başkasıyla paylaşmak çocuğa zor gelmektedir. Büyük çocuk sevilmediğini, artık onunla ilgilenemeyeceğine dair düşüncelere inanır ve acı çeker.
Kardeş kıskançlığı çocuğun ebeveynlerinden uzaklaşmaya başlaması, söylediklerini yeterince dinlememesi, çocukların kardeşlerine karşı şiddet eğilimi göstermesi ve her bulduğu zamanda kardeşine zarar vermeye başlaması en sık rastlanan temel belirtilerdir. Çocukta ürolojik bir problem olmaksızın ortaya çıkan altını ıslatma, parmak emme gibi problemler kardeş kıskançlığının bir getirisi olabilir.
Çevrelerindeki insanlara ve nesnelere karşı öfkeli tutumlar sergileyebilirler. Evden uzaklaşacak herhangi uzun süreli bir eylemi yapmak istememe (okula gitmemek için karın ağrısı, baş ağrısı), uyumak istememe gibi durumlar çocukların evdeki her şeyden haberdar olma isteğinden doğabilir. Ebeveynlere sık sık onu sevip sevmediğini sorarlar, sevgilerinden emin olmakta güçlük çekebilirler. Emeklemeye geri dönme, konuşma becerisinde düşüş, bebek gibi konuşma, biberonla beslenmek isteme, emzik kullanmak isteme gibi belirtilerle kendini gösterebilir.
PEKİ KARDEŞ KISKANÇLIĞI İLE KARŞILAŞILDIĞINDA NELER YAPILMALI?
- Büyük kardeşe ‘Sen ablasın, abisin artık büyüdün’ gibi cümleler kullanmamalıyız çünkü onlar büyümezler hatta aksine bu sorumluluğu almamak için emekleme, bebek gibi konuşma gibi gelişimsel gerilemeler, kıyafetleri kendisi giyme, ayakkabılarının bağcıklarını bağlama gibi aslında önceden yapabildiği davranışları yapma konusunda dirençler gösterebilirler.
- Oyuncaklar, kitaplar her çocuğun kendisine özeldir. Paylaşmak istemiyorsa paylaşmak zorunda bırakılmamalıdır. Bu tarz davranışlar çocuğun inadını tetikleyebilir fakat bunun yanında onun tercihini de merak ettiğimizi göstererek ‘paylaşmak ister misin?’ diye sorabiliriz.
- Kardeşler arasında asla kıyaslama yapılmamalıdır çünkü (kardeşin/abin-ablan ne güzel yemek yiyor hadi sen de ye gibi cümleler) bu durum kıskançlıklarını tetikleyebilir. Yine aynı şekilde eve gelen misafirlerin de çocuklara çok farklı davranması doğru olmayabilir. Örneğin küçüğe aşırı sevgi gösterisi gösterip, büyüğe ‘sen ne güzelsin ne kadar akıllısın’ gibi cümleler kurulması kardeşler arasında istemeden de olsa bir ayrım yapıldığının sinyallerini verebileceğinden önüne geçilmelidir.