“Hepimizin kendi belirsizlikleri, kırılganlıkları ve kusurları vardır ve zaman zaman diğerlerinin yargısından duyulan bir korku oluşturabilir.

Doğru şeyleri mi yapıyorum?

Benimle alay edecekler mi?

Kendimi rezil edecek miyim ve reddedilecek miyim?

      Tüm bu sorular bazen zihnimizi istila ederken, aslında ihtiyacınız olan tek düşünce: ‘Durumu yönetiyorum ve o halde korkulacak bir şey olamaz.” Bu blog yazımızda, diğerlerinin bakışlarıyla ilgili kaygılarınızı daha iyi yönetmenize, diğer insanlarla ilişkinizi normalleştirmenize ve onların bakış açısını üstlenmeyip anlamlandırmaya yardımcı olacak yollar bulacaksınız. Çoğu zaman, çevremizdeki insanların bakışları toplumsal normlarla ilişkilidir. Toplumun belirlediği standartlara uymak isteme, kabul görme arzusu ve sosyal baskı, çevredeki bakışların rahatsızlık verici olmasına yol açabilir. Bu durumda, kişinin kendini olduğu gibi kabul etmekte zorlanması sık görülen bir durumdur. Çevredeki bakışların etkisi altında kalmak, insanların kendini kabul etme sürecini etkileyebilir. Ancak, sosyal baskıya direnme ve özsaygıyı geliştirme adımlarıyla bu etki azaltılabilir. Kendini kabul etme yolculuğu, içsel huzurun ve mutluluğun anahtarı olabilir.

BAŞKALARININ BAKIŞLARINI KABUL ETMEK

   Öncelikle, başkalarının yargısını kabul etmek, insanların bizim için önemli olduğunu kabul etmekle ilişkilidir. Eğer birisi bizim için değerliyse, o kişinin bizi nasıl gördüğü de bizim için önemli olacaktır. Herkese hitap edemeyeceğinizi kabul etmek faydalı olacaktır. Hayat her insan için farklı yollar sunar ve bir kişi, sizin yapmadığınız bir şeyi yaptığınızda olumsuz bir yargıya sahip olabilir. Önemli olan, sadece farklılıkların varlığını kabul etmek değil, aynı zamanda bu farklılıkların bizi zenginleştirdiğini anlamaktır. Bir kişinin sizi yargılaması veya kabul etmesi, dikkate alınması gereken bir durumdur.

ÖZGÜVEN KAZANMAK

   Diğerlerinin bakışlarından duyulan korku ve yargı, genellikle özsaygıdaki kırılganlıklarla beslenir. Günlük yaşam içerisinde, birçok düş üncenin sizin seviyenizde olmadığınızı veya başkalarının sizin kusurlarınızı geç fark etmek için çabaladığınızı düşünebilirsiniz. “Bu düşünceler genellikle gerçeklerden uzaktır. Gerçeklikten uzaklaşmaya başladıkça zihindeki düşünceler kişiyi esir almaya başlar ve çevresindeki bakışları fark ettiği anda kendisini kötü hisseder.

  Bu nedenle, kendinize karşı olumsuz düşünceleri ve açıkça mantıksız olanları (örneğin: hiç kimse beni sevemez, ben beceriksizim gibi) durdurun. Bunun yerine, başarılarınızın ve niteliklerinizin farkında olun ve hangi niteliklerin diğerlerinin yargısına dayanabileceğini öğrenin. Örneğin, objektif olarak, sizin sevecen ve cömert bir insan olduğunuzu bilmektesiniz ve eğer öyleyse, hiç kimsenin sizi cömertliğiniz konusunda kuşkuya düşürmeyeceğini varsayabilirsiniz. Bu sayede, diğerlerinin bakış açısı özsaygınızı artık etkilemeyecektir.”

KENDİNİ ÇEVREMELEYİ BİLMEK

   Çevrenizin düşünceleriniz üzerindeki etkisi göz ardı edilemez. Sizi sürekli olarak eleştiren veya gün boyu negatif olan insanlarla çevrili bir yaşam alanına sahip olmak, kendinizi daha iyi hissetmenize yardımcı olmayacaktır; çünkü sürekli olarak bir sonraki eleştiriyi bekleyerek korku ve endişe içinde bir sonraki atağı beklemekle meşgul olacaksınızdır. Aynı zamanda, bu korku da kendinizi sakinleştirmek adına diğerine benzemeye çalışarak kendinizden geçmeye kendi çerçevenizi kırmanıza neden olabilir. Tam tersine, kendinizi iyi insanlarla çevreleyin; sizi olduğunuz gibi kabul eden, sizi yukarı çeken ve olumlu ve yapıcı bir bakış açısı benimseyen insanlarla. Göreceksiniz ki artık savunmanızla beklemiyor olacaksınız. İnsanların sizi her an eleştiri, yargılama ya da sizin özsaygınızı küçümseyecek davranışları, sözleri duymamaya hissetmemeye “gerçekliğe dönmeye” ve çevrenizi de sizin gerçekliğinizi görecek insanlarla oluşturduğunuzda pozitif olarak etkilenmeye hazır olacaksınız.

KENDİN OLABİLMEK

  Herkes gibi davranmaya çalışarak daha çok sevileceğinizi veya daha az yargılanacağınızı elbette düşünebilirsiniz.  Bu sadece kısa süreliğine tozlu gördüğünüz yeri süpürüp halının altına süpürmek gibi olacaktır. Ta ki halı kalkana kadar. O kişinin de eleştirisi gelene kadar. Böyle oldukça da günlük yaşamda hissettiğiniz baskıyı arttıracaksınız. Aslında, kendiniz olmak doğal ve sağlıklı olabilirken, sürekli olarak başkalarına benzemeye çalışmak her zaman bir başkası olma çabası yaratacaktır.  Sürekli olarak onların kişiliklerine uyum sağlama isteği uyandığı vakitte aynı zamanda da bunu gerçekleştirdikçe aynanın karşısına her geçtiğinizde kendinizi tanıyamaz hale gelebilirsiniz.

   Tam tersine, kendiniz olmak; başkalarını dinleyerek, başkalarının görüşlerini dikkate alarak, başkalarının görüşlerine bağımlı olmayarak gerçekleşir. Başkalarının görüşlerini dikkate almak ve başkalarının görüşlerine bağımlı olmak dikkat edilmesi gereken bir ayrımdır.

UZMANA DANIŞMAK

   Kendinizi kabul etme sürecinde ve bu durumun üstesinden tek başınıza gelmede zorlanıyorsanız uzmanlarımıza danışarak online, yüz yüze danışmanlık hizmeti alarak sürecin üstesinden gelmeyi başarabilirsiniz.

 

 

Write a comment