O kadar çelişkili ilişki içinde kendimizi buluyoruz ki. İlişki sağlıklı bir süreç içindeyken dahi aklımıza birden şu soru dank ediyor. Uyumlu muyuz?
Her ilişkinin sorunları vardır. Anlaşmazlıklar ortaya çıktığında birçok çift, uyumlu olup olmadıklarını ve birlikte olmaları gerekip gerekmediğini merak ederek terapiye gelirler. Birini çok sevmek ve hala bu şüphelere sahip olmak ya da eskiden nasıl aşık olduğunuzu hatırlamak ve hala öyle olup olmadığınızdan emin olmak ıstırap olabilir. Bir o kadar da bu süreç doğaldır.
SENİN İÇİN OLANI
Geçenlerde Netflix’te The One’ı izledim . Serinin ana fikri (eğer izlemediyseniz), bilimsel olarak seveceğinizin garanti edildiği mükemmel eşinizi bulmak için DNA’nızı test edebilmenizdir. The One, birleşip hızla ve tutkuyla aşık olan birkaç çiftin hikâyesini anlatıyor. Rebecca Webb kurucu bilim adamlarından biridir. O ve bir meslektaşı, eşleştirme teorilerinin gerçekten işe yarayıp yaramadığını ortaya çıkarmak için Rebecca’nın DNA’sını sisteme sokuyor.Kendini kumsaldaki bir barda, bir barmenle sohbet ederken buluyor. Kolay bir şekilde konuşmanın aktığı ve bağlantıyı kurabildiğiniz bir dizi. Rebecca, eşinden gelip onunla yaşamasını istiyor. Derin bir aşık olmalarına rağmen eşi, tek ailesi olan ve taşınmak istemeyen erkek kardeşini de seviyor. Onu seviyor ama bu sevgi yeterli gelmiyor. Uyumsuzluklarını gideremeyip sonuç olarak ayrılırlar. The One’daki diğer uyumlu ruh eşleri, garantili aşka rağmen ilişkilerle, yalanlarla ve ihanetlerle uğraşırlar. Tabii ki bu bir televizyon şovu, gerçek değil ama uyumluluğun önemini vurgulayan güzel kesitler ile sizlere bir örnek olabilir.
ERKEN FLÖRT ETMEDE KİMYA NEDEN UYUMLU OLMAKTAN FARKLIDIR?
The One’daki çiftlerin en başından beri kesinlikle harika bir kimyası var, ancak bu uzun vadede uyumlu olmakla aynı şey değil.
ERKEN FLÖRTTE:
- Beyniniz heyecan ve dikkati artıran nörotransmitterlerle doludur.
- Doğal bir yükseliş yaşarsınız ve zihninizin dakikada bir milyon mil gitmesine neden olursunuz. Aynı zamanda seks yapmaya hazırlığınızı da artırır.
- Partnerinizden ayrıldığınızda serotonin seviyesinde bir düşüş yaşarsınız, bu da sizi kaygılı ve takıntılı düşüncelerde artışla baş başa bırakır.
- Tüm bu kimyasal reaksiyonlar kendinizi erkenden uyumlu hissetmenize neden olur, ancak uzun süreli bir ilişki için uyumluluğa sahip olup olmadığınızı söylemek için henüz çok erken.
UZUN SÜRELİ İLİŞKİLERDE UYUMLULUĞUN 5 BİLEŞENİ
Aradığınızı bulmak için mükemmel bir sistemin olduğu The One’da bile mükemmel eşleşmeye derinden ve tutkuyla aşık olmanın yeterli olmadığını görüyoruz. Uyumluluğa ihtiyacımız var ve bu şu anlama geliyor:
- İnançlar ve Değerler: Yeterince benzer inanç ve değerlere sahipsiniz.
- Hedefler: Gelecek için benzer hedefleri paylaşıyorsunuz.
- İyi arkadaşlık: Partneriniz tarafından tanındığınız, onu tanıdığınız ve birlikte bir şeyler yapmaktan keyif aldığınız duygusu. Partneriniz tarafından sevildiğinizi ve sizin de ondan hoşlandığınızı bilmek.
- Çatışmayı yönetmek: İkinizin de çatışmaya ekip olarak yaklaşmaya istekli olduğunuz duygusu. Birbirinizi ve ilişkinizi korumak için kaçınılmaz çatışmaları saygıyla ele almaya çalışırsınız.
- Sevgiyi Göstermek: Her ikiniz de birbirinizi, herkesin sevilmek istediği şekilde sevmeye isteklisiniz. İkiniz de birbirinizden ne kadar hoşlandığınızı sözlerle ve eylemlerle gösteriyorsunuz.
Birini sevmek son derece savunmasız olabilir. Zor çünkü gerçek hayat karmaşık. Eğer bu uyumluluk temeline sahipseniz, bu kaçınılmaz çatışmalarla karşılaştığınızda, düzeltmeye, affetmeye ve onarmaya daha kolay geçebilir ve aşkın iyi yanlarının, yani güvendeymişsiniz gibi hissettiğiniz kısımların tadını çıkarmaya daha hızlı geri dönebilirsiniz.